Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Azimet Yeğin etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Durmak Zamanı Değil - Azimet YEĞİN

Koş arkadaş durmak zamanı değil, Güneşi sen doğur, Köylerin karanlık gecelerine, Günaydın de mahmur sevdalı gözlere. Engelleri aş arkadaş durmak zamanı değil, Koşan atın başına vursalar da, Yüzünü güneşe dön ve ışık saç, Sudan çıkmış çaresiz gibi kalan halkıma. Azimet YEĞİN 23.05.2018

Bırak Artık Yağmur Bulutları

Dün yine bulutluydu Gökyüzü, Nedendir bilmem! Gözlerimdeki yağmur Dinmek bilmiyordu, Dağılan kara bulutlar Adeta kalbime dolmuştu, Sebep neydi? unuttum, Kucaklamak isterdim Soksa da kara yılan bile, Doyurmak isterdim Düşmanımda olsa, Saplasa da soframa hançerini Hain eller Boş ver ya Ey gözlerim Bırak artık yağmur bulutları Yanan ormanlara yağsın, Belki yeşertir fidanları, Nedendir bilmem Meçhule bir yolculuk Şu alemde Her yer karanlık artık.... Yazar: Azimet Yeğin

DİNLEMEZ Kİ

Eyyy...! Biçare gönül, Dinler mi hiç kanun yasa, Sevdalandım gönül, Açıp gözünü bakıyor taşa, Kurulan şu aleme, Zengin kurar sarayını, Fakir kurar gönlünde tahtını, Parmakları ile toprak kazır, Karınca misali. Örümcekte yuva kurar, Gün gelir fani olur. Sanal Bu dünyada, Nizam terazi kurulur, Dökülür bütün günahlar, Çekilir bütün azaplar, Biçare kalp durmuşsa, Artık neye yarar? İlim irfan kanun yasa..... Yazar: Azimet Yeğin

Beyinde Üretkenlik ve Zeka Nasıl Olur?

"Beyinde üretkenlik ve zeka nasıl olur?" diye düşünmemize hiç gerek yok. Biz insanlara motivasyon kazandıran, tüm hücrelerimizin çalışmasını sağlayan, coşturan, neşelendiren , pozitif düşünmemizi sağlayan ve bizlerin hayatına renk katan ana kaynak beynimizdir . Buna rağmen insanlar arasında, pozitif düşünmeyen, çoğu zaman karamsar düşünen, beyninin tek lobunu kullanan karamsar düşünenlerimiz de var. Bu insanlar aynen nesli tükenmiş dinazorlar gibidir, hayata at gözlükleri ile bakarlar. Kurulu robot gibi her gün aynı saatte kalkar, işi yapar, dar bir çevre içerisinde dolaşır durur ve aynı saatte yatarlar. Bir de tembel, bencil, kendini yenilemeyen dinazor tiplidirler. Size; iki tip insanlardan hangisi sizi araştırmaya yönlendirir, güç verir, çevrenize pozitif bakmanızı sağlar?

Gözyaşı...

Boğazımda düğümlenir bazen Ne söz kalır, ne kelimeler, Diller susar... O zaman bakışlar anlatır duyguları, Yaşanan acıyı, sevgiyi, öfkeyi Hüznü anlatır o bakışlar Sussan da Büyür kor olur içinde, Konuşsan inadına konuşsan Ve... İnadına söylemesem, Gözlerine yaşlar dolar Yanaklarından akan gözyaşların Düştüğü yeri yakar Ve.. İşte o zaman bir damla gözyaşı Yüzüne haykırır söyleyemediklerini... Azimet Yeğin 28.06.2017/Manisa

Ey Rabbim

Kırılmış bir yanım, Kurumuş bir gülüm, Açmadan solan bu bahçem, Sana emanet ey Rabbim İçine kapanmış bu kalbim Söylesen  Ey Rabbim -------------------------- Kaç yanlışım var Kaç doğrum Doğru bildiklerim nerede Sönmeyen bir alev yanar Haykıran bir iç sesim var içimde Duyulmaz Boynum bükük, kalbim kırık Bayram gelmiş neyime Kalan ömrüm sana emanet Ey Rabbim ---------------------------------------------- Kurumuş Gülümü sen güldür Senden başka yok emanete sahip Yine sensin bana sahip Üstüme gelen bu hayat Kefen giymeye hazır Ey Rabbim Azimet Yeğin 28.06.2017/Manisa

Canım Annem

Canımın canları can dostları temiz ve berrak duygularla ailesine bağlı olan can dostu olan, çocuklarına kol, kanat geren,doğruluktan ayrılmayan,annelerin, küçük annelerin, anneannelerin, babaannelerin, büyük koca annelerin, vatan için eşleri, çocukları gazi olan, eşleri ve çocukları şehit olan tüm annelerin, bu dünyadan ebedi yurduna göçen annelerin (mekanları cennet olsun) annelerin anneler günü kutlu olsun. Canım Annem Ben karnında belirince anne duyguların güneş oldu, Karnında kanınla, aldığın soluğunla, yediğin besininle can oldun, Dokuz ay karnında her eziyete boyun eğdin sabırlı oldun, Yılmadın canım annem kanım oldun canım oldun. Doğurdun doğurmakla kalmadın geceni gündüzüne kattın, Bir yaşında yılmadın bana anne- baba demeyi öğrettin, Sevmeyi sevilmeyi, yalansız bir dünyayı bahşettin, Yılmadın canım annem kanım oldun canım oldun. Yazar : Azimet Yeğin

BİZ GÖNÜL VERENLERİZ

Severiz, sevgimizi yeşertiriz, Küçücük kalplere sevgi ekenler deniz, Biz Nurcan, nura can katan, Biz Betül, Sinem, Ayşe'leriz, Leyla'yız, Mecnun'uz, Aslı, Kerem'iz Masum bakışları güldürenleriz, Biz özel eğitime gönül verenlerdeniz, Biz aklı büyüklerin aklı, Kalbi kocamanların kalbiyiz. Saf tohumlara toprak oluruz, Demet, demet çiçekleriz, Gelecekte dolu arzularız, dilekleriz, Mustafa'yız, Tümay'ız, Baş öğretmenin neferleriyiz. Biz Mehmet'ciğiz, Geleceğe asker yetiştiririz, Biz; İlknur'uz, Sinem'iz, Sinelere can oluruz, Biz bayramız, gönüllere bayram oluruz, Kuzeyden esen rüzgarız, Engin denizlere yelken açarız, Azmederiz, yılmayız, yıldırmayız, Biz gönül verenleriz... Yazan Azimet YEĞİN 04.01.2017 Manisa

ZAMAN - Azimet Yeğin

Tek sana, sözüm geçiremedim, Katilimsin ey zaman, Seni bir noktanın İçine de koysam, Asla ve asla dolduramasın, Eyyyy zaman. Ucu bucağı olmayan, Uzaya göndersemde, Asla ve asla sığmasın, Eyyyy zaman. Beni yenen, Tek sen oldun, Evet sana, Asla yenilmeyeceğim. Ölünceye kadar, Katilim değil, Başarım olacaksın, Eyyyyy zaman. Yazan: Azimet YEĞİN

Öğretmen - Azimet YEĞİN

Kalbime saplandı cahilin bıçağı, Burnumda tütüyor okulun tebeşir tozları, İster çamurlu yollarda tezek kokulu olsun, isterse sevgi yolunda bülbüller ötsün, Eğitim değil mi ki cahili yenen, En büyük servettir öğretmen olman, Ne çıkar eserinde olmasa da imzan. Merhaba bilgi dolu sevgi meşâlem, Asla bitmeyen, asla tükenmeyen, Atatürk'ün gösterdiği yolda yürüyen, Al kırmızı bayrağımın gölgesinde serinleyen, Andımızı okuyan Türk öğretmeniyim, Damarımda al kırmızı dostluk kanı dolaşan, Elimde meşâlem alev alev yanan, Satıma düşmanlık, kin, nefret uğramayan, Merhaba sevgi meşalem, merhaba Kardele'lerim, Bayrağımı elimde taşıyan Türk öğretmeniyim. Yazan: Azimet YEĞİN

Kadına Şiddete Hayır!!!

Bu gün 25 Kasım. Bu günün başka bir anlamı var. Zaten her kutlanan günler ya sevindirici ya da üzücü bir nedenle kutlanılmıştır. Üç kız kardeşin tacize uğrayıp öldürülmesi sonucu halkın ayaklanması ile bu günü kadına şiddete hayır olarak ilan etmişler. Günümüz de aile içi kadına şiddet ve ölüm olayları oldukça fazlalaşmıştır. Acaba aile dediğimiz zaman ne anlıyoruz? Ailenin kutsallığını kaçımız biliyoruz? Aile kutsal bir kurumdur. Ailenin kutsallığını bilen ne kadın nede erkek birbirine şiddet uygulamaz. Aile; anne, baba ve çocuklardan ibarettir. Bu çekirdek ailedir. Bir de geniş aileler varır ve anne, baba, çocuklar ve akrabalardan meydana gelmiştir. İster geniş aile isterse çekirdek aile olsun günümüzde son sözü hep erkekler söyler. Kadının hiç söz hakkı yoktur. Aslında aileyi ayakta tutan annedir. Yani kadındır.

CAN ERZURUM - Azimet YEĞİN

Yazın yaylam,  Kışın beyaz kürküm, Hançer barı oynar, Dadaşların gardaşlarım, Daha ne isterim, Sen var oldukça, Cana can katan, Cannnnnn Erzurum. Tandırın da lavaşların, Ocağın da ayran aşın, Sıra sura dizilir cağ kebabın, Daha ben ne isterim, Sen var oldukça, Cannnn Erzurum.  09. 11. 2016 MANİSA

Söz Konusu Ahlak

Büyüklerimden hep duyardım! Ter-temiz, pırıl-pırıl, hiç bir cinsel ilişkide bulunmamış, kadın kız peşinde koşmamış, abdestli namazlı adamlara o kutsal camilerimizin temelini attırırlardı. Şimdi düşünüyorum da acaba günümüzde yeni yapılan, o kutsal olan İslam aleminin ibadetlerini yaptıkları camilerimizin temellerini kimler atıyor? Özene bezene yapılan bu kutsal camiler yapılırken temel atacak olan kişiler abdest alıyorlar mı? Yoksa "bana ne" mi diyelim? Kim nasıl yapıyorsa yapsın, ben ancak ibadetimi yapar çıkarım diye mi düşünüyoruz? Ha işte burada duralım. Söz konusu ahlaktır. Ahlak ne kadar bozulmuş ki +7 yaş bebek peşinden bile koşanlar. Herkes yapıyor zaten ben de yapayım diyenler. Para kazanacağız diye televizyonlarda, internet satış sayfalarında yayınlanan açık, saçık bacaklarla göbeklerle yapılan reklamlar, bikini, ped reklamları insanları yoldan çıkaran etkenlerden değil mi?

Yaşama Sanatı

Bu gün ne yazayım diye düşündüm. O kadar çok konu var ki üzerinde durulacak... Bir yanda vatanımız için gözünü kırpmadan göreve gidip şehitlik mertebesine ulaşan şehitlerimiz; diğer yanda tacizciler, kadın peşinde koşan evli erkekler veya evli erkeklerin peşinde koşan kadınlar; öte yandan ekmeğinin peşinde koşan üniversite mezunu gençlerimiz; diğer taraftan çıplak bacaklarla yapılan reklamlar ve bu reklamların bazı erkeklerde farklı duygularla sapıklığa yol açması... Üzerine düşünülebilecek o kadar çok konu var ki... engellilerimiz, insanlarımız, daha nice konular... Ne kadar insan arzu ettikleri emellerine ulaşabiliyor acaba? İnsanların bir kısmı nasıl yaşıyor? Nerede yaşıyor? Aslında büyük şehirlerde yaşayanlar mutlu görünüyorlar; ama o kadar çok sorunları var ki; bunu sadece kendileri biliyorlar. Yinede hayatı toz pembe görmeyi birer sanat haline haline getirmişler... Ne güzel değil mi? Buna da yaşam sanatı diye bilir miyiz? Öyle ya, dünyaya gelişimiz; hayata tutunmamız; nefes alm

Sevene Her gün Sevgililer Günü

Bu gün sevgililer günü. Bugün trafik çok yoğun, her kes sokaklarda, kafelerde, yemeklerde, sevgiliye sunulan güllerle bezenmiş güzel bir kahvaltıda. Ne güzel değil mi? Ya her gün şiddete maruz kalan, aldatılan, kocasından güzel bir söz duymayan, koluna takıp gezdirilmeyen, para sıkıntısı çeken kadınlarımız? Bunların neyi eksik? Cazibesi mi, cilvesi mi? Kocasının yemeğini, temizliğini, ütüsünü, evinin temizliğini, hatta evde erkeklerin yapacağı işleri yani odun kırma, musluk onarma elektrik tamir etme ekin ekme, bağ, bahçe işleri yapmaktan gözünü açamama, ben bu işleri yaparsam kocamın parası çıkmaz biraz birikim yaparız diyerek iş yapmaktan kendine bakmayışı mı?