Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Fıkra etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türkiyen'in Fıkrası - Topal Eşek

 Şeyhin biri türbe etrafında kurulmuş dergahta kendisine çok yardım eden iyi bir adama el vermiş; -"Var git sen de kendi dergahını kur, ama şu topal eşekten başka sana verecek bir şeyim yok" demiş.  Adam önde topal eşek arkada az gitmişler uz gitmişler dere tepe derken eşek zaten yaşlı, ölüvermiş...  Adam eşeği gömmüş, başına oturup kara kara düşünürken bir kervanbaşı durup sormuş "Kimin bu mezar, sen ne yapıyorsun?"  -Adam  "Çok değerli bir şeyhti, öldü, gömdüm, bırakıp gidemiyorum" deyince kervandakiler hemen bir türbe inşa etmişler, bizim adam da oranın şeyhi olmuş.  Zaman geçmiş, yeni şeyh ve türbe çok çok ünlü olmuş, eski şeyhi de duymuş ziyarete gelmiş.  Yatma saati gelip kalabalık dağılıp yalnız kalınca eski şeyh yeni şeyhe sormuş:  -"Türbede yatan kim?" -Yeni şeyh "Aman şeyhim sus kimse duymasın, senin verdiğin topal eşek o" deyince eski şeyh kahkahayı basmış:  "Benim türbedeki de onun anası...!"

Mühendis - Ekonomist - Muhasebeci

Bir mühendis, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar. Görüşmeci mühendise sorar: - “iki kere iki kaç eder?”. Mühendis cevap verir: - “Dört!”. Görüşmeci sorar: - “Kesin dört mü? Mühendis kendinden emin cevaplar: - “Evet, kesin dört!” Mühendis çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar: - “Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağıya veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dört eder!”. Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar: - “Kaç etsin istersiniz?

Yaratıcı Çözümler İçin Rahatsız Edici Alarm

İnsanların zor durumda kaldıklarında çözüm üretmek için daha yaratıcı olurlar. Problemlerin tespiti ne kadar doğru ise üretilen çözümlerin de o kadar doğru olacağı çok açıktır. Bir diğer önemli konu ise üretilen çözümlerin ne kadar yaratıcı olduğudur. Konuyu anlatabilmek açısından daha önce karşılaştığım bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Hikaye aslında mühendislik problemlerinde üretilen çözümlerin ve günümüz teknolojilerinin bir çoğunun da sorununu ortaya koyan bir gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Diş Macunu fabrikası, üretim bandında bilinmeyen bir ayarsızlıktan dolayı bazı kutuların içine diş macunu tüpünü koymadan paketleyince müşterilerden boş olduğuna dair şikayetler almaya başlamış, Yönetim toplanarak acilen kendilerine hayli prestij kaybettiren “ boş gönderilen kutu “ sorununu 18 milyon dolarlık bir ek tesis yaptırarak çözmüşler. Yaptırılan ileri teknoloji yazılımı ile son derece hassas bir elektronik baskül paketlenmeden hemen önce her kutuyu tartıyor, olması ge

Yaşlı Kurdun Pırlanta Oyunu

Yaşlıca bir Fransız yanında çok güzel genç bir kadınla, Monte Carlo'da pahalı mücevherler satan bir dükkana girer… Yaşlı adam; ─ Pırlanta bakacağız! der. Satıcı vitrinden 4 bin dolar değerindeki pırlantayı gösterir. Yaşlı adam suratını buruşturur; ─ Lütfen en değerli pırlantanızı gösterin! der. Satıcı bu sefer kasadan bir yüzük çıkartarak uzatır; ─ Bu, en değerli yüzüğümüz, 120 bin dolar! Yaşlı adamın genç ve çok güzel olan sevgilisi, yüzüğe bayılır. Yaşlı adam çek defterini çıkarıp 120 bin dolarlık bir çek yazar; ─ Bugün cumartesi. Bankalar kapalı. Çeki size bırakıyorum. Pazartesi sabahı bankama telefon edin. Çekin karşılığını aldıktan sonra, çekin üstünde yazılı olan telefonumdan beni arayın. Biz de gelip yüzüğü alırız. Pazartesi sabahı mücevherci, yaşlı adamı arar; ─ Siz benimle alay mı ediyorsunuz? Hesabınızda hiç para yokmuş! Yaşlı adam; ─ Sen yüzüğü dükkanında sakla. Çeki de yırta bilirsin. Sayende şahane bir hafta sonu geçirdim.

Bir mühendisin SEÇİM Vaatleri

* Herkese programlama öğretilecek. İsteyen kendi robotunu yapıp hayatı boyunca çalışmayacak. * Kitapları beyninize yükleyen teknoloji geliştirilecek. * Çifçiler sadece ne ekeceğine karar verecek. Her şeyi robotlar yapacak. * Ekonomi, simit ve çayla kıyaslanacak. * Hayat bayram olacak. * Halkı cumhurbaşkanı seçecek. * Pardus(Milli Çakma Linux) kullanmak zorunlu olacak. * Dolardan, 6 sıfır atılacak. * Tüm köylere trafik lambası konulacak. * Güneş panelli arabalar geliştirilecek. Yakıt ihtiyacı kalmayacak. * Eşek, sudan koşarak gelecek. * Barınak tavan yükseliği insan boyunda olacak, sokak hayvanlarını sevmeyenler barınağa kapatılacak. * Çitlediğiniz çekirdeklerin hiçbiri acı çıkmayacak. * Uzaylıları bize maden getirmesi için ikna ederek adil bölüşeceğim. * Denizliye Deniz gelecek. * Hamilelik 9 aydan 4 aya indirilecek. * Beyazlar daha beyaz, renkliler ilk günkü gibi pırıl pırıl olacak. * Matematik dersleri kolaylaştırılacak, tüm denklemler birinci dereceden bir b

Kadın && Bilgisayar

Biraz cinsiyetçi bir yazı olacak onu söylemem lazım. Çoğu kendi düşüncem değil açıkçası. Alıntı yaptığım makalenin orjinalliğini bozmamak için bazı maddeleri kaldırmadım. Evet karşınızda kadınlarla bilgisayarların ortak yönleri... 1- İkisi de sürekli elektrik almak ister. 2- İkisi de hiçbir şey yapmıyormuş gibi gözükse de arka planda senden habersiz birçok iş yürütür. 3- İkisinde de ne kadar çok paranız varsa o kadar iyi DONANIM'lısına sahip olursunuz. 4- İkisinin de durup dururken niye bozulduğunu anlayamazsınız. 5- İkisi de alışkanlık yapar. 6- Verim almak için ikisine de nazik davranmak gerekir. 7- Ne kadar iyisini alırsanız alın 2-3 sene sonra daha iyisi çıkacağı için değiştirmek istersiniz. 8- İkisi de erkekler için olmazsa olmazdır. 9- İkisine de ne kadar iyi davranırsan davran sonunda saç baş yolduran cinslerdir. 10- İkisi de belirli aralıklarda error verir. 11- İkisi de hassastır sağı solu pek belli olmaz biri harddisk yakar diğerinin migreni tut

Temel'e Çevreci ve Hayvanseverlerden Dayak

Temel ormandan odun kırıp köyde satan ve bununla geçimini sağlayan kendi halinde bir köylü imiş. Her zamanki gibi yine sabah kalmış binmiş eşeğine ormana gitmiş. Başlamış ağaç kesmeye. Bir kaç tane kesmiş. Ağaçları dallarından ayırmış ve kalın odunları eşeğin taşıyacağı şekilde küçülmüş. Derken ormana gezmeye gelen çevreci dernek üyeleri Temel'in odunu eşeğe yüklerken görmüşler. Ağaçları keserek doğanın dengesini bozuyor diye Temel'i bir güzel dövmüşler. Dövdükten sonra öylece bırakıp gitmişler. Temel kalan son gücüyle toparlanmış ve topladığı odunları eşeğe yükleyerek köy yoluna koyulmuş. Derken bu sefer de hayvanseverler karşısınna çıkmış ve bu seferde onlar hayvana işkence ediyor, eşeği sömürüyor diye dövmüş ve odunları da eşekten indirmişler. Temel köylü ya bir şey anlamamış bunların ne yapmaya çalıştığından. Neyse Temel gelmiş köye. Kahvenin orada Dursun'la karşılaşmış. Dursun ne olduğunu sormuş. Temel de başlamış anlatmaya: Ula Dursun: Ormanda ağaç kesiyordum.

Gülecek Bir Bahane ve Zamanı Unutturacak Bir Dost Yeter

Üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler. En yakın arkadaşlarını yolcu edecekler. Şehir dışına gidecek olan arkadaş gişeye yaklaşıp bilet almış ve saatine bakınca trenin kalkmasına bir buçuk saat kaldığını görmüş. Arkadaşlarına dönmüş; -"Daha çok var, hadi gidip şu karşıdaki kafede çay içelim" demiş. Oradan buradan derken laf lafı açmış. Birden tren düdüğüyle kendilerine gelmişler. Koşarak dışarı fırlamışlar ama nafile,tren kaçırmışlar: Tekrar bilet gişesine gitmiş ve sormuşlar -"Biz treni kaçırdık. Sonraki tren ne zaman?" -"Bir buçuk saat sonra." Tekrar bilet alıp dönmüşler kafeye. Yine çay yine laf ve derken yine düdük sesi. Koşmuşlar ama bu defa da treni kaçırmışlar. Bir saat sonra bir tren daha varmış. Dönmüşler kafeye... Ama bu kez uyanık duruyorlar. Trenin sesini duyar duymaz kalkmışlar koşmaya başlamışlar. İçlerinden biri bir vagona, diğeri başka vagona zar zor yetişmiş. Üçüncüsü ise geride ka

Bir Türk Uçaktan Neden Atlar?

Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki: Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!’ Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, ‘Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır.’ diye karar vermişler. İlk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş: ‘Sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonlar’ın araştırma laboratuvarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!’ Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar; Sonra hostes İngilizler’e yönelmiş: ‘Sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!’ Bütün İngilizler hevesle atlamışlar. Sıra Fransızlar’a gelmiş. Hostes: ‘Bayanlar baylar, affedersiniz ra

Kuşlardan hangisi yuvasını kendi yapmaz da, diğer kuşların yuvasını kullanır?

Bildiğiniz gibi Türkiye'de de yayında olan bir çok televizyon programı üst aklın oluşturduğu formatlara uygun olarak dünyanın bir çok ülkesinde yayınlanır. Bu programlardan bir tanesi de Türkiye'de de büyük bir reyting alan "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasıdır. Fransa’nın 2008 yılı “Kim milyoner olmak ister” programında yarışan yarışmacı belkide hayatının kararını vermek üzereydi. Doğru cevap verirse 250.000€ kazanacak, yoksa sadece 15.000€ ile programı terk edecekti. Soru ise kolay olmaktan uzaktı: -Aşağıdaki kuşlardan hangisi yuvasını kendi yapmaz da, diğer kuşların yuvasını kullanır? a) Akbaba b)Kırlangıç c) Guguk kuşu d)Serçe Yarışmacı cevabı bilmiyordu elbette ki, ve sadece bir jokeri kalmıştı, telefonla arama. Ancak gel gör ki, o saatte ulaşılabilecek tek arkadaşı bir sarışındı ve sarışınların ününü hepiniz biliyorsunuz. Her ne ise…Arkadaşı arandı, ve sorularını seçenekleri ile ona okuduğunda, sarışın şaşılacak bir hızla ve hiç tered

Otobüsçünün Borç Ödeme Yöntemi

Adamın biri berbere gitmiş. Oradan buradan muhabbet açılmış. Adam var olan borçlarından bahsetmeye başlamış ve çok zor durumda olduğunu, tanıdığı her kese borcu olduğunu, şirketi olduğunu ve batmak üzere olduğunu söylemiş. Berber de adama kafana takma. Bak bu borç olayı ile ilgili aklıma bir şey geldi onu sana da anlatayım.  "Bir adamın 5 bin dolar borcu varmış. Borçluları da bastırınca artık dayanamamış ve intihar etmeye karar vermiş. Kullandığı aracı dimdik uçurumun tam ucuna getirmiş, bir saate yakın ayak frende kımıldamadan durdurmuş. Bu durumun nedenini öğrenip endişeye kapılan vatandaşlar aralarında para toplamışlar ve adamın borcu kadar parayı adama vermişler. Paranın toplandığını gören adam takmış geri vitese ve hayata dönmeye karar vermiş...” Müşteri merakla sormuş. “İnanılmaz” demiş, “Kimmiş bu iyi insanlar yahu?” Berber cevaplamış: “Kullandığı otobüsün içindeki vatandaşlar!” Bu hikayeyi okuyup borçlu olan insanların bu yöntemi uygulaması için bu hikayeyi anlatmadı

İtalyan Mafya Babalarının Silah Taşıma Nedeni

Unlu İtalyan mafya babası Donetelli ölmek üzere olduğu günde bütün ailesinin odasından çıkmasını ve buyuk oğluyla yalnız kalmak istediğini söylemiş. Buyuk oğluyla baş-başa kalan Donetelli yastığının altından çıkardığı gümüş 24'luk tabancayı miras olarak büyük oğluna vermek istediğini söylemiş. Zıpır bir ruha sahip oğlu; "Baba bilirsin ben silah falan sevmem, sen en iyisi bana hatıra olarak rolex saatini bırak." Donatelli; "Bak oğlum, yarın bir gün evleneceksin güzel bir karın, çocukların, emrinde çalışan yüzlerce adamın, paran her şeyin olacak. Oldu ki bir gün karını yatakta başka bir adamla yakaladın, saatini gösterip "tamam vakit doldu!" mu diyeceksin? Donetelli ismi temsilidir... "ZIPIR" ne demek?: sıfat  Şımarık ve delice tavırlı, hareketlerinde ölçüsüz, delişmen, zırtapoz, zirzop " Mesrure, zıpır bir oğlanla karşısına çıkmaktan çekinmiyor, herkes bana ne der diye düşünmüyor. "

At Pisliği Yemek İstemeyen Pazarlamacı

Halı yıkama makinesi pazarlayan satıcı, bir apartmanda, bir dairenin kapısını çalmış kapıyı açan hanımefendiye ayrıntılı olarak makineyi tanıtmış. Ne kadar kısa sürede halı temizleyeceğinden ve aynı zamanda da çok kısa sürede halıyı yıkaya bileceğinden bahsetmiş. Söylediklerini ispat edebileceğini de vurgulamış. Ve başlamış uygulamalı anlatmaya: - "Hanımefendi, bu elimde görmüş olduğunuz kovanın içinde at pisliği var" demiş ve bu bir kova pisliği halinin üzerine savurarak döküvermiş.  Sonra da - "Hanımefendi, bu görmüş olduğunuz, hali yıkama makinesi ile 10 dakika içinde bunu temizleyemezsem, bu at pisliğimi yiyeceğim!" Kadın satıcıya şöyle bir bakmış, bakmış, bakmış ve demiş: - "Beyefendi, üstüne domates sosu veya mayonez de ister misiniz?" - "Anlamadım hanımefendi..." - "Faturayı ödemediğimiz için elektrikleri kesmişler!!!"

Yarın Kıyamet Olacağını Bilseniz Bugün Ne Yapardınız?

Bir felsefe profesör derse girmiş ve başlamış konuşmaya: - Düşünün ki bugün dünyanın son günü ve yarın kıyamet kopacak. Yarın bu saatte her şey bitmiş olacak. Dünyada hiç bir şey kalmayacak ve tüm canlılar yok olacak. Kurtuluş şansınız da yok. Bu günü ne yaparak geçirdiniz ? Profesör öğrencilerden fikirlerini tahtaya yazmalarını istemiş! Öğrenciler tek tek yazmaya başlamışlar.. - Camiye gider. İbadet eder, ALLAH'tan günahlarımı affetmesini dilerdim. - Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım. - Ailemle vakit geçirirdim. - Anneme ve ya babama giderdim. - Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım. - Barbekü partisi yapardım. - Sevgilimle son ana kadar sevişirdim. - Tüm sevdiğim yemekleri yerdim. - Yatar uyurdum. - Ormanda son defa dolaşırdım. - Güneşin doğuşunu ve batışını son defa seyrederdim. - Akşam yıldızları seyrederdim. - En sevdiğim yemeği hazırlar, tüm sevdiklerimi akşam yemeğe davet ederdim

Namus Sizin Bir Kadına Bakarken Sergilediğiniz Ahlakın Ta Kendisidir ...

Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanım'a giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu: - Sorun nedir Ali? - Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum. İstek konusunda bilgi verilen müdür, Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu. Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı. - Söyle bakalım ali: 3x4? - On iki - Peki 6x6? - Otuz altı müdür bey - Japonya'nın başkenti? - Tokyo. Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve müdür bu isteği kabul ettiler. Öğretmen sorulara başladı: - İneklerde dört tane, bende iki tane olan nedir? - Bacaklar öğretmenim! - Doğru! peki; senin pantolonunun içinde olup, benim pantolonumun içinde olmayan nedir? Müdür bu soruya çok şaşırdı. - cepler öğretmenim. - Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir? Velet tereddütsüz yanıt verdi: - Afrika'dır öğre

Çakal Tercüman

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş." Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu: "Para nerede?" Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi: "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var." "Ne söyledi?" dedi baba. Tercüman yanıtladı: "Dedi ki,

Bakış Açısı

Matematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar: - Bir ağacın dalında 5 tane kuş var. Taş attım, iki tanesini vurdum. Geriye kaç kuş kalır? Öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar: - Hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider. Öğretmen gülümser: - Hayır. Doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim. Öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. Ders devam ederken tekrar parmak kaldırır: - Bir soru da ben sorabilir miyim? Öğretmen izin verir. - Sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. Biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. Kadınlardan hangisi evlidir? Öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır: - Hmm...şey..yalayan? Öğrenci yanıtlar: -Hayır, parmağında alyans olan. Ama bakış açınızı sevdim.

Amerika'yı Keşfeden Temel

Temel ve Dursun bir gün ellerinde sazla Amerika'ya giderler. Bayağı dolaştıktan sonra yorulurlar ve uyurlar. Sabah kalktıklarında etraflarında bir sürü kızılderili görürler, çok korkarlar.. Temel Dursun’a “Bunlar hayatta saz görmemiştir, bir saz çalayım da kaçsınlar” der.  Temel’in sazı çalmasıyla kızılderililer hızla kaçarlar.  Dursun “vaay sen bunları sadece bir sazla kaçırdın… o zaman buranın adı TEKSAZ olsun” der.  Ertesi gün uyurlar; uyandıklarında gene karşılarında kızılderilileri görürler. Bu sefer Temel “dur başka bir yöntemim var” der ve güçlü bir sesle osurur. Ve adamlar kaçmaya başlarlar. Dursun da “mademki adamları osurup ta kaçırttın buranın adı LAZVEGAZ olsun” der.  Ertesi gün dolaştıktan sonra tekrar uyurlar; sabah kalktıklarında etraflarında gene kızılderilileri görürler. Bu sefer Dursun “bir de ben saz çalayım de korkup kaçsınlar” der. Dursun sazı çalar ama kızılderililer korkmaz ve sazı Dursun’un götüne sokarlar. Temel de “ehe…bu sazı

Temel Gizli AJAN

Temel turist olarak Amerika'ya gitmiş. Aradan bayağı bir zaman geçmiş ve Temel'in parası tükenmiş. Açlığa fazla dayanamayacağını anlayan Temel sonunda dayakta olsa, bulaşık yıkamakta olsa yemek yemeye karar vermiş. Sağına bakmış lüks bir lokanta, soluna bakmış normal bir lokanta.  "Ulan normal lokantada dayak yeyip bulaşık yıkayacağıma lüks lokantada dayak yerim. Bari yediğim dayağa değecek bir yemek olsun" diyerek lüks lokantaya girmiş.  İçerideki herkesin top sakallı olması ilgisini çekmiş ve yemeğini yemeye başlamış. Yan masada yemek yiyen adam kalkmış ve kapıya doğru yürümeye başlamış. Kasada görevli olan adam beyefendi hesap demiş adamda top sakalını kaşıyarak görmüyor musun AJANIM demiş ve çıkmış.  Bu bir iki üç derken Temel'in kafa hemen çalışmış ve yemeğini yedikten sonra kapıya doğru yönelmiş. Kasadaki adamda beyefendi hesap demiş Temel'de görmüyor musun AJANIM demiş. Nasıl AJANSINIZ demiş ve Temel sağına soluna bakarak fermuarını i

Bal Sürüyormuş

Bir gün bir adam ormanda kaybolur gece karanlığında bir kilise görür ve geceyi burada geçirebileceğini düşünür. Kapıyı çalar. Başrahip kapıyı açar. Baş rahibe Tanrı misafiri olduğunu, yolunu kaybettiğini bir gece kalıp gideceğini anlatır. Başrahip ise Tanrı misafiri olduğunu ve istediği kadar kalabileceğini söyler. Gece herkes uyumaya çekilir, fakat adamın gece yarısı tuvalete gitme ihtiyacı doğar ve tuvaleti aramaya koyulur. Önce bir kapıyı açar bakar ki güzel bir kadın geceliğiyle ortada dolaşıyor... Adam çok şaşırır... Sonra başka bir kapıyı açar burada da rahipler yerde daire biçiminde oturmuş. Hepsinin aleti meydanda ortada da bir sinek uçuyor. Adam yine de şaşırır; Adam sonra bir kapı daha açar ve adam birde ne görsün. Rahiplerden biri aletinden tavana asılmış... Adam o kadar şaşırır ki ne yapacağını bilemez. Gece olduğu için korkusundan da bir şey yapamaz ve bir an önce sabah olsun da buradan kurtulayım diye düşünür.  Neyse... Adam tuvaleti bulur ve iht