Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

3 Farklı Gelinin İlk Gece Benzetmesi

Bir kadının üçüz kızları vardır. Kızlar düğünlerinin de aynı gün olmasını isterler ve aynı günde düğün yapılıp farklı şehirlere giderler.  Kızlar, ilk gecelerini açık açık anlatmaktan çekindikleri için aralarında anlaşma yaparlar. Anlaşmaya göre evlendikleri günün sabahı çıkan gazetede olan ilanlara atıfta bulunarak annelerine mesaj atacak ve ilk gecelerinin nasıl geçtiğini anlatacaklardır. Büyük kızdan gelen mesajda " RUFFLES " yazmaktadır. Kadın gazeteye bakar " RUFFLES, HEM EĞLENCELİ, HEM DOYURUCU " Kadın çok mutlu olur. Bir süre sonra ikinci kızından mesaj gelir.  " MAXWELL COFFEE " Anne gazeteyi alır ve ilana bulur. " MAXWELL... HER DAMLADA BÜYÜK ZEVK " Kadın yine çok mutlu olur.  Bu kez küçük kızından mesaj beklemeye başlar. Uzun süre mesaj gelmez, kadın tedirgin olur ve kızına ilk gecesinin nasıl geçtiğini sormak için mesaj atar. Bir kaç hafta sonra küçük kızından da mesaj gelir.  " TURKISH AI

"1+1" Kaç Eder?

XIX yüzyılın başlarında tanınmış İngiliz matematikçi, düşünür Bertran Rassel “Principia Mathematica” adlı kitabında 362 sayfada 1+1=2 eşitliğini tartışmıştır ve kitabın sonunda sonucun sadece 2 olabileceği kanısına varmıştır? Peki, bir mühendise veya programlama eğitimi almış bir kişiye 1+ 1 kaç eder diye sorarsanız, diğer insanlardan daha geç sürede cevap vermesi neyle açıklanabilir? (Bunu gerçekten test edebilirsiniz) Bu makalemde 1 + 1 probleminin kaç yanıtı bir mühendis gözüyle tartışacağım ve bu geç yanıt süresinin neyle ilgili olduğunu anlatmaya çalışacağım. Birinci yanıt 2'dir.  Bu herkesin aklına gelen yanıttır ve bunu çok fazla tartışmaya gerek yok herhalde... İkinci yanıtımız 10'dur. İkili sayı sistemine geçiş yaparsak ve toplama işlemini gerçekleştirirsek o zaman sonucumuz 10 olur. Üçüncü yanıtımız da 11'dir Toplama işlemi yerine metinleri art arda yazarsak sonuç 11 olur (string concatenation) Dördüncü Yanıtımız de

Tavuk Körlüğü

Daha önce sizin de başınıza geldi mi bilmiyorum? Bir problemin çözümü için basit bir yöntem varken, bu çözümü göremeyip çok daha uzun yollardan geçerek problemi çözdüğünüz ve ya çözemediğiniz. Belirli bir süre geçtikten sonra ise basit çözümü fark etiğiniz... İşte buna tavuk körlüğü denilir... Bir az da tanımsal olarak olaya yaklaşırsak: Bir problemin daha basit çözümleri varken, insanların bu basit çözümleri görememesidir. Bunun nedeni ise genelde problemi çözme anında insanların farklı detaylara takılması veya daha önceki karşılaştıkları problemlere benzeterek çözüm yolu bulmaya çalışması ve bu yüzden göz önündeki daha kolay çözümleri görememesidir. Bu olaya tavuk körlüğü isminin verilmesinin de aşağıdaki olayla ilgisi var ve bu olay tecrübeyle ispatlanmıştır. Deney amacıyla, tavuğun durduğu yerde onun karşısına 4 metre genişliği olan ve tavuğun karşı tarafı da tel örgü konulur. Tel örgünün karşı tarafına (tam tavuğun karşısına) yem atılır. Tavuk, yiyecek almak için tel

Parkinson Yasası

Parkinson yasası, İngiliz hukümetinin devlet kurumlarındaki iş tecrübelerine dayanarak oluşturulmuş, para yönetiminde kullanılan en popüler ve önemli kanunlardan biridir. Yasa, İngiliz yazar C. Northcote Parkinson (1909-1993) tarafından oluşturulmuş ve hayatları boyunca çalışan ve maaş alarak yaşamaya çalışan insanların çoğunun hayatlarının sonuna kadar neden yoksul olarak yaşadıklarını açıklamaya çalışır. Parkinson Yasası gereğince, bir kişinin kazandığı para ne kadar fazla olursa olsun, tüm paralarını ve ya daha fazlasını harcama eğilimi gösterirler. Giderleri gelirleriyle birlikte artmaktadır. Birçok kişi kariyerinin başında kazandığı paradan daha fazla para kazanmaya başlar. Yine de, yaşayabilmek için kazandıkları para çoğu zaman yetersiz kalır. Böyle insanlara ne kadar para kazanması önemli olmadan kazançları asla yeterli olmaz. Yasadan çıkarılabilecek birinci sonuç : "Sadece Parkinson kanunları bozulduğunda mali bağımsızlığı elde etmek mümkündür." Bu ka

Emu Savaşı

Emu savaşı 1932'de nüfusu gittikçe artan ve buna bağlı olarak ta tarıma ciddi zararlar veren Emu kuşları ile Avustralya eski askeri personelleri arasında gerçekleşmiştir 1932 yılından itibaren Avusturya'daki emu kuşlarının nüfusunun artması ve tarıma verdiği zararlar karşısında aciz kalan çiftçilerin başvurusu ile devlet eski ordu mensuplarını silahlandırmış ve emulara karşı bir anlamda savaş ilan etmiştir.  Emu kuşlarına karşı yapılan ilk saldırıda 10 binden fazla mermi kullanılmasına karşın bunlardan sadece 50'si isabet bulmuştur. Vurgulamam gerekiyor ki, emu kuşları Avustralya'nın ağırlık ve cüsse bakımından da en büyük kuşlarıdır. Emu kuşlarının tarıma verdiği zararlar devam edince, Avusturalya devleti bu savaşa daha fazla eski asgeri dahil etmiş ve saldırıların devam ettiği ay boyunca 1000 -den fazla kuş oldürülmüş, 2500 den fazla kuş ise yaralanmıştır. Bu saldırılar sonucunda ise ilginç bir şekilde kuşlar tarıma zarar vermekten vazgeçmiş ve t

Animizm Nedir?

Animizm kelimesi, İngiliz antropolog ve yazar Edward Burnett Tylor'un bilimsel araştırmalarından sonra bilim dünyasında tanımını bulmuştur. Animizm ruhların varlığı, onların insanların ve hayvanların hayatlarına, aynı zamanda dünyada baş veren olaylara etki etme gücüne inanılmasına verilen bilimsel addır. Aynı zamanda "Animistik Teori" olarak da isimlendirilir. Animistik teori yeni fikirler değildir ve insanın düşünmeye başladığı ilkel toplumlarda oluşmaya başlamıştır. Dünyadaki bütün haklarının geçmişi için karakteristik özellik olan animizm dini görüş olarak da dünyadaki her şeyin(dağların, nehirlerin, denizlerin, ağaçların, insanların, eşyaların ve b.) ruhunun varlığına olan inançtır. Bu yüzdendir ki geçmiş insanları doğaya inanır ve onun gücüne tapar ve onun için kurbanlar keserlerdi... Animizmin yaranmasının nedeni ise insanların geçmişte doğayla ilgili ve doğa kanunları ile ilgili az bilgi sahibi olmaları ve doğa olayları karşısında aciz kalmalarıdı

Stresle Başa Çıkmak İçin Kadın ve Erkek Beyinlerinin Verdiği Tepkiler

Kadın ve erkek beyni stresli durumlarda farklı tepkiler verir ve bu farklılığın nedeni de kadın ver erkek beyinlerin farklı fonksiyonların çalışması ile ilgilidir. Genel tepki olarak kadınlar sürekli konuşarak düşünmeyi seçerken erkekler ise susarak düşünmeyi tercih ederler. Psikolojide ise kadın ve erkek ayrımı cinsiyete göre değil dişi beyinli ve erkek beyinli olmasına göre ayrım yapılır. Konuyu daha da detaylandıracak olursak: Kadınların stres zamanında beyindeki konuşma fonksiyonları aktifleşirken, erkeklerde ise genelde konuşma fonksiyonları tamamen deaktif durumuna geçer ve analitik düşünme fonksiyonları devreye girer. Erkekler stresli zamanlarında konuşmaya çalışırlarsa, çok mantıksız cümleler kurmaları normal karşılanmalıdır. Çünkü stresli durumlarda erkekler hem düşünüp, hem de konuşamazlar. Genelde stresli durumlardan susarak düşündüklerinde bir çözüm yolu bulma olasılıkları çok fazladır. Kadınlar ise stres zamanı çok hızlı şekilde konuşabiliyor ve konuşurk

Kelimelerin Gücü "Hayatınızı Değiştirecek Sözcükler"

Amerikalı talk şov sunucusu bir programında kelimelerin gücü ve kullandığımı kelimeleri değişmekle hayatımızda neler değişeceği üzerine bir program yapmıştır. 10 maddeyle sıralanan ve burada yer almayan bir kaç küçük kuralla hayatınızda nelerin değişeceğini gözlemleyin ve fırsat bulursanız bizimle de paylaşın. "Larry King Now" programında değinilen kelimeler: 1. " Ama " yerine " ve " kullanın. Örneğin, "sen bunu doğru yapmışsın, ama ..." yerine "sen onu doğru yapmışsın ve ..." Çünkü , "ama" daha önce söylenenlerin üstünde çizer. 2. " Buna rağmen " yerine " ve " kullanın. Örneğin, "Sizin için bu işin ne kadar zor olduğunu biliyorum, buna rağmen ..." yerine "sizin için bu işin ne kadar zor olduğunu biliyorum ve..." "Buna rağmen" ifadesi muhatabınıza, onun duygu ve düşüncelerinin, isteklerinin, hissettiklerinin hiç bir anlamı olmadığının ve sizin umrunuzda olm

"Pinokyo Etkisi"-nin Yalan Makinelerinde Uygulanması

Pinokyo etkisi yalan söyleyen insanların burnunda sıcaklığın artmasına ve buna bağlı olarak da burnun belirli miktarda genişlemesine verilen isimdir. Chicago'daki Koku ve Tadalma Organlarının Tedavisi ve Araştırması Merkezinde çalışan doktorlar yaptıkları araştırmalar ve deneyler sonunda tespit etmişlerdir ki yalan söyledikleri zaman insanın burnunda katecholamine adlı bir madde üretilir. Bu maddenin üretimi ise kan basıncının artmasına ve burnun genişlemesine neden olur. Bu fikir aynı zamdan kan akışını izleyebilen küçük kameraların yardımı ile yalan söyleyen insanların burunda kan basıncının artmasını da gözlemlenmiştir. Özetle, artan kan basıncının burunda genişlemeye neden olmasına pinokyo etkisi adı verilmiştir. Pinokyo cizgi filminde ve çocuk romanlarında da Pinokyo'nun yalan söylediği zaman burnunun uzaması tesadüf değildir.  Pinokyo etkisinin gerçekliği bir çok başka üniversite araştırmalarında da kendine yer bulduğu için görüntü işleme tekni

İsviçrenin Son Cadısı - Anna Göldin

"İsviçrenin Son Cadısı" adı ile meşhurlaşan Anna Göldin Glarus şehrinde doktor olarak çalışan Johann Jakob von Tschudi evinde hizmetçisi olarak çalışıyordu. 1781 yılında doktorun kızı aniden ölür ve kızı zehirlemekle suçlanan Anna cadı olarak ilan edilir. Anna sorguya alınır ve işkencelerden sonra kendisinin şeytanla olan ilişkisini kabul eder. Bu olaydan sonra Anna 1782 yılında 47 yaşında iken idam edilir. 226 yıl sonra 2208 yılında İsviçre mahkemesi onun şeytanla olan ilişkiyi kabul etmesini ona yapılan işkencelere dayanamadığı için kabul ettiğini ve kızın ölümünde de suçsuz olduğunu vurgulayarak kadının idam edilmesinin mahkemenin yanlışı olduğunu kabul edilmiştir. Anna Göldin aynı zamanda tarihte cadı olarak suçlanıp idam edilen son kişi olmuştur. Bu yüzden ona " İsviçrenin Son Cadıs ı" ismi verilmiştir. İsviçre'nin Mollis kasabasında Anna Göldin ismiyle müze açılmıştır. Anna Göldin  hakkında Evelin Hasler tarafından "Anna Gö

Yahudi Mantığı

İkinci dünya savaşından sonra İsrail'in de kurulması ile birlikte bir yahudi Rusya'dan göç ettirilmek zorunda bırakılır. Gümrükte memur çantaları kontrol ederken Lenin'e ait bir biblo şeklinde heykel bulur ve sorar: -"Bu nedir?" -"Sorunuz doğru değil memur bey. Bu nedir değil, bu kimdir diye sormanız gerekir. Eğer Lenin de kim diye soracak olursanız sosyalizmin kurucusu, Sovyet tarihine ve halkına iyilikler, güzel günler getiren bir dahidir. Ben bu heykeli bereketli günlerimi hatırlamak için yanımda götürüyorum." Memur bu sözlerden sonra tamam der ve heykeli geçirmesine izin verir. Tel-Aviv hava limanında gümrükten geçerken gümrük memurları heykeli farkeder ve sorarlar. "Bu nedir?" -"Sorunuz doğru değil. Bu nedir değil bu kimdir diye sormanız gerekirdir. Eğer Lenin de kim diye soracak olursanız bu deli yüzünden Rusya'yı terketmek zorunda kaldım. Her gün yüzüne bakıp küfredip rahatlamak için gelirken bu heykeli de yanımda ge

Aldous Huxley'den İbret Dolu Sözler

-Büyük adam büyüklüğünü, küçük adamlara yaptıkları ile gösterir. - Yapabileceğin iş kadar söz ver. Sonra, söz verdiğinden daha fazlasını yapmaya çalış. -Başkalarının aklı ile cümle üretemezsiniz, ama, başkalarının cümleleri ile akıllı gözükebilirsiniz. -Diğerlerinden farklı olduğunu düşünüyorsan bu dünyada yalnızlığa mahkumsun. -Tecrübe, bir insanın başına gelenler değil, başına gelenlerin bıraktığı izlerdir . -Eğer mutluluğun başka bir insanın yaptıklarına bağımlıysa, sizin çok ciddi problemleriniz var demektir. -Bundan 20 yıl sonra yaptıkların için değil, yapmadıklarını hatırlayarak üzülebilirsin . Bu yüzden kır zincirleri. İtibarlı limanlardan uzaklara yelken aç, rüzgarı yakala, arzula ve keşfet... Hepimizin sıkça duyduğu bu sözler İngiliz yazar Aldous Huxley'in romanlarından alıntılardır... Aldous Huxley Kimdir? Aldous Huxley pek çok bilim adamı ve sanatçı yetiştirmiş olan köklü İngiliz ailesi Huxley’in en tanınmış bireylerinden birisi olan İngiliz yazar ve filo

Amerika'da İlk İtfaiye Teşkilatı

Eski zamanlarda, halk, yangından korunmak için gönüllü gruplar oluştururdu. Bu gruplar nerde olursa olsun yangına müdahale edeceklerine dair yemin ederlerdi. İletişimin olmadı zamanlarda yangın söndürme ekibine haber vermek de zor olacağı için bu gruptan kişiler geceleri sokaklarda gezerek yangın olan yerleri belirler ve ilk önce halkın müdahale etmesini sağlarlardı. Amerika'da ilk yangın söndürme timi 1835 yılında New York'ta kurulmuştur. Halk kendi aralarında para toplar ve bu itfaiye ekibi için ekipman alır, aynı zamanda gece nöbetçilerine ve itfaiyecilere para öderlerdi. İtfaiyecilere yıllık 250 dolar maaş verilirdi. Bir süre geçtikten sonra itfaiyeci sayısı 40'a kadar yükselmişti. Bu itfaiyeciler 1900'lü yıllarda yangın söndürme polisi olarak da adlandırılırdı. Not. Osmanlıda ilk itfaiye teşkilatı ise, Yeniçeri Ocağı'na bağlı olarak Dergah-ı Ali Tulumbacı Ocağı adıyla 1720 yılında Lale Devri'nde kurulan itfaiye teşkilatıdır. Yeniçeriliği

İç Çamaşırı Giymeye Zamanı Yokmuş

Osmanlı zamanında Sultana, Mısırdaki erkeklerin elbiselerinin altına iç çamaşırı giymediği haberini ulaştırırlar. Bu duruma sinirlenen sultan bir kaç kadıyı Mısıra gönderir ve bundan sonra iç çamaşırı giymeyenleri mahkemeye alarak cezalandırmasını emreder. Kadılar bir kaç ay sonra Mısıra varır ve hemen işe koyulurlar.Örnek olması ve halka da iç çamaşırı giyinmenin zorunluğu anlatmak için bir arabı yakalayıp mahkemeye alırlar. Kadı sorar: -"Adınız ve baba adınız nedir?" -"Abdülkadir El Fattah" -"Zevcen var mıdır?" -"Var. 3 tane" -"Peki kaç tane çocuğun var?" -"Birinci karıdan 19, ikinciden 26, üçüncüden 17" Bunu duyduktan sonra Kadı karar verir. "Abdülkadir El Fattah'ın iç çamaşırını giymeye zamanı olmadığı için beraat edilmesine karar verilmiştir"

Timsaha Tecavüz

2016 yılında Güney Afrika'nın Limpopo eyaletinde bir falcı yerli halka zayıflıklarından kurtulmak, kendilerine olan özgüveni artırmak için timsahlara tecavüz etmelerini önerir.  Falcının sözüne inanan ve söylediklerinin çok mantıklı olduğunu düşünen 3 genç timsah avına çıkarlar. Falcı aynı zamanda timsahı yakalarken ve timsaha tecavüz ederken korunmaları için muska da verir.  Muskanın gücüne de inanan gençler nehir kenarına giderler ve bir dişi timsahı canlı olarak yakalarlar. Dişi timsaha tecavüz edecekken diğer timsahlar gençlere saldırır ve her 3 genç de bu saldırı sonucunda hayatını kaybeder. İlginç olan ise bu olaydan sonra ölen gençlerin yakınlarının falcıyı bu olayda suçlamaması olmuştur. Bir kaç yıl önce İstanbul'da bir hayvanat bahçesindeki temizlik görevlisinin 6 ay boyunca  ilaçlı et vererek bayılttıktan sonra timsaha tecavüz etmesi de herhalde bu falcının söyledikleri ile ilişkilendirilebilir.

En Pahalı Peynir

Dünyada en pahalı peyniri eşek sütünden üretilir. Sırbistan'da üretilen bu peynirler "Pure" olarak isimlendirilir ve yapımı için Balkan eşeklerinin sütü kullanılır. Bu peynirin 1 kilosu ortalama 1000 dolar civarındadır. Bu peynirin bu kadar pahalı olmasının nedeni ise 1 kilogram peynir üretmek için yaklaşık olarak 25 litre eşek sütü kullanılmasıdır. 1 litre eşek sütünün fiyatı ise 40 dolar civarındadır. Düşük düzeydeki protein ve inorganik madde içeriği eşek sütünün, böbrekleri fazla zorlamadan, yüksek düzeyde sindirile bilmesini sağlar. Aminoasit içeriğinin insan tüketimi için diğer memeli sütlerinden daha uygun olduğu, demir dışında, kalsiyum, magnezyum ve bakır içeriği yönünden de insan sütüne oldukça benzediği araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Eşek sütü, anne sütüne oranla daha düşük kazein içerdiği için inek alerjisi olan çocuklarda kullanılabilmektedir.  Anti-alerjik yapısı ve düşük yağ oranı olan eşek sütü aynı zamanda inek sütüne oran 6

Para Saymanın Faydaları

Yapılan araştırma ve deneylerde para sayarken insan vücudundaki endorfin miktarında kayda değer artış gözlemlenmiştir. Endorfinin de insan  vücuduna ağrı kesici etkisi vardır. İnsanı sakinleştirir, keyfini artırır ve daha iyi odaklanmasına yardımcı olur. Hatta saydığı paranın kendisinin olup olmaması da önemli değilken. Yapılan deneylerde gönüllülerin bir kısmına 100 dolarlık paralardan oluşan para destesini sayması istenmiş, diğer bir gruptan ise normal paraları saymaları istenmiştir. Para saydıktan sonra insanların elini sıcak suda mümkün olduğu kadar bekletmeleri istenmiştir. Ve bu deney sonrasına doları sayan insanların ellerini sıcak suda daha uzun süre tuttukları gözlemlenmiştir. Minnesota Üniversitesi'nden olan bilim adamlarının bu araştırmalardan sonra geldikleri sonuçlar ise, para sayma duygusunun insanlarda benlik duygusunu, kendini değerlendirme duygusunu artırdığı yönündedir. Bu yüzden cebinizde ve ya cüzdanınızda olan parayı arada sırada çıkarıp saymak hayatt

Trump'a Orta Parmak

Amerika'nın Virginya eyaletinde bisikletle giderken başkan Donald Trum'a orta parmağını kaldırarak itiraz etmekle meşhurlaşan 50 yaşlı Juli Briksman, bu olaydan sonra çalıştığı özel firmadan işten çıkarılmıştır. Şirket yönetimi ise işten çıkarılmasına neden olarak ise, Birksman'ın yaptığı itirazın şirket politikasına uygun olmaması olarak açıklamıştır. Bu olaydan sonra Juli Briskman'a, yaptığı itiraz nedeniyle işini kaybetmesine üzülüp üzülmediğini sormuşlar. Juli ise itirazın onun vatandaşlık hakkı olduğunu ve bir daha Trump'la karşılaşırsa yine aynı şekilde orta parmak göstereceğini söylemiştir. Juli Trump'a neden orta parmak gösterdiğini 'BU BENİM BİR ŞEYLER SÖYLEME FIRSATIMDI...' diyerek geçiştirmiştir. Tüm bunlara rağmen, işini kaybeden Juli'ye Amerikanın diğer bir çok eyaletindeki şirketlerden iş teklifleri gelmeye devam ediyor... Bana göre ise bu olay tamamen gündemde kalma meselesi...  Çünkü hepimizin bildiği ve resimde de

Kıskançlıktan Seri Katilliğe

Vera Renczi 1920 ve 1930 yılları arasında Romanya'da 32 aşığını, 2 kocasını ve tek oğlunu "Ben onların hayatında son kadın olmalıyım diyerek" zehirleyerek öldürmüş macar asıllı Romanyalı bir seri katildir. Ve tüm dünyada ölüm kadını yani Lady Death ismini almıştır. Vera Renczi'nin aile kökenleri eski Transilvanya asilzadelerine dayanmaktadır. Vera 2 defa evlenmiş ve her iki kocasını da kıskançlık yüzünden zehirleyerek öldürmüştür. 2 kocasından sonra Vera'nın hayatında aşıklar dönemi başlar. Vera aşıklarını evli erkekler arasından seçer. Aşıklar Vera ile görüştükten bir süre sonra ortadan kaybolurlar. Çünkü Vera onlarla bir kere birlikte olduktan sonra zehirleyerek öldürüyordu. Bu olayların anlaşılması ise zehirlenen bir aşığın eşinin olayı takip etmesi ile gerçekleşir. Kadın Vera'yı gece gündüz takip eder ve en sonunda polise bilgi verir. Polisler Vera'nın evinde arama yaptıktan sonra 32 tabut bulur. Vera'nın ifadesi alınırken söyledi

Alkollü İçecek Tüketmenin Faydaları

Sindirimi artırmak için - bira içiyorum. İştahım olmadığında - beyaz şarap içiyorum; Tansiyonum düşük olduğunda - kırmızı şarap içiyorum; Tansiyonum yüksek olduğunda - konyak içiyorum; Boğazım ağrırsa- votka içiyorum - Ya su? - Öyle bir hastalığım olmadı. İtalyan nörolog Rita Levi Montalcini bir konuşma sırasında kendine yönetilen sorulara bu cevapları vermiştir. Çoğunuza bu fikirler absürt gelebilir. Ama bir gerçek var ki her şeyin fazlası zarardır.  Alkollü içeceklere karşı her kez olumsuz şeyler söylese de faydalı taraflarını da söylemek lazım. En azından ayda bir defa alkollü içecek tüm vücudu temizler. Rita Levi Montalcini söylediklerinin aksine vodkadan sonra su içmezseniz de başınız ağrır.  Rita Levi-Montalcini Kimdir? Rita Levi-Montalcini, İtalyan nörolog. Meslektaşı Stanley Cohen ile birlikte 1986 yılında sinir büyüme faktörü buluşları için Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazanmıştır. Rita Levi-Montalcini 103 yıl yaşamıştır. Doğum ta

Lanetli Mezar ve İkinci Dünya Savaşı

Tarihin gördüğü en büyük askeri ve siyasi dehalardan biri olarak kabul edilen Timur, Yıldırım Beyazıt'ı Ankara Savaşında yenerek Osmanlı Devletini 11 yıllık bir duraklama dönemine sokmuştu. Timur sağ ayağı aksak şekilde yürüdüğü için kendisine Farsça Timurlenk, Türkçe olarak ise Aksak Timur denilmekteydi. Timur, 18 Şubat 1405 tarihinde Kazakistan'ın Otrar bölgesinde Çin'e sefere giderken 69 yaşında kulunç sebebiyle hayatını kaybeder ve cenazesi Semerkant'ta bulunan Gur-e Amir'de gömülür. Timur'un mezarın yerini belirlemek önemli tartışmalara neden olmuştur. Onun Semerkant şehrinde Gur-e Amir'de gömüldüğünü ispatlamak, Timur'a atfedilen kabri açmak ve cesedin kalıntılarını inceleyip, bu iskeletin hangi kimliğe mensup olduğunu ortaya çıkarmak için dönemin Sovyetler Birliği Başkanı Stalin'in emriyle keşif grubu oluşturulur. Ünlü arkeolog ve antropolog Mikhail Gerasimov (1907-1970) uzman olarak mezarın açılması ve yapılacak araştırm

Barut Komplosu(Guy Fawke Gecesi)

5 Kasım 1605'te İngiltere'de tarihi bir olay yaşanır. Bir grup muhalif odaklı Katolik grup İngiltere ve İskoçya kralı I. James ve diğer aristokratlara karşı suikast düzenlemek için İngiltere Parlamento Binasını patlatmaya kalkışırlar. Olay muhalif gruplardaki birinin sarayda çalışan akrabasına o gece orada olmaması hakkında yazdığı uyarıcı mektubun kralın adamlarının eline geçirmesi sonucunda önceden anlaşılır. Kralın adamların önceden aldıkları bilgilere dayanarak tüm binayı korumak için aldıkları önlemler sonucu olay gerçekleşmeden engellenir.  Suiakst olayının en önemli iştirakçılarından ve planlayıcıların biri de İngiltere'nin en büyük Vatan Haini olarak hatırlanan Guy Fawke olmuştur. Suikast olayının planlayıcısı olmadığı hakkında fikirler geniş yayılsa da, Guy Fawke, 5 Kasım gecesi elindeki barut fıçısı ve ateşle binayı patlatmaya çalışırken yakalanmıştı. Guy Fawke bu olaydan sonra tutuklandı, hapishaneye atıldı, 31 Ocak 1606'da sarayın ön

Durun! Siz Kardeş Olabilirsiniz! Evlenemezsiniz!

Bir gün çocuk babasının yanına gider ve söyler: -"Bir kızla tanıştım ve onunla evlenmek istiyorum." -"Kim bu kız?" -"Bizim mahallede markette kasada çalışan kız" Baba biraz düşünür ve elini oğlunun omuzlarına atarak: -"Biliyor musun oğlum, senin yaşındayken ben çok sayıda kadınla birlikte olmuştum. O kız senin üvey kardeşin olabilir." Bu sözlerden sonra çocuk kızla evlenmek fikrinden vazgeçer ve kıza bir şey demeden kızdan ayrılır ve bir daha görüşmez. Bir kaç gün sonra babasının yanına gider: -"Baba, ben bir kıza aşık oldum. Onuna evlenmek istiyorum" -"Kim bu kız?" -"Kasabın kızı" -"Beni dinle oğlum, ben her seferinde annenle tartıştığımızda başka kadınların yanına giderdim. Bu kız da senin üvey kardeşin olabilir." Çocuk bu kızdan da vazgeçer. Bir kaç gün geçtikten sonra yine babasının yanına gider -"Baba, ben ilk bakışta bir kıza aşık oldum. Onunla evlenmek istiyorum." -"Kim

Bir Halk Maşa Olarak Kullanılmaya Alışmışsa O Halka Güvenmeyin!

Arapların Osmanlı İmparatorluğuna karşı ayaklanmasını sağlayan Arabistanlı Lavrens olarak bilinen, ama aslında İngiliz casusu Albay Thomas Lawrence (1888-1935), Nuri Said, Faysal ve Şerif Hüseyin ile birlikte Türk askerlerinin Şam'da katledilmesinde de iştirak etmiştir. Yıllar sonra Albay Thomas Lawrence kendi yazdığı "Seven Pillars of Wisdom"(Bilgeliğin Yedi Sütunu) adlı kitabında bu olayları şöyle anlatmıştır. "Evet, Arapları isyana ben kaldırdım, ancak Arapların yıllardır birlikte yaşadıkları ve ortak bir kültür oluşturdukları Türklere karşı yaptıklarını, şahit olduğumuz vahşilikleri tahmin bile edememiştim. Bazı mahallelerde dolaşırken silahsız Türk askerlerinin nasıl öldürüldüklerine bakamadım.  Tiksindim arap vahşiliğinden..." Anlattıklarım sadece tarihtir ve yaşanmış olaylardır.  Arapları sevip sevmemek sizin elinizde. Onlar da insandır ve faşizm taraftarı hiç olmadım... Ama tarihin bana bu derste öğrettiği şey, bir halk maşa ola

Tek Fotoğraf Çekmek İçin 4 Sene...

Fransız fotoğrafçı Lui-Mari Pre bir kunduzun kendi yavrularını beslemek için bir dal götürdüğüne şahit olur. Tam bu sırada elini kamerasına götürür... Ama, kamerasının yanında olmadığını fark eder. Bu olaydan sonra fotoğrafçı bu olayı mutlaka kameraya alacağını karara alır ve her gün 2-3 saat suyun altında hareketsiz halde kunduzu beklemeye başlar. Kunduzun bir daha kendi yavrularına dal taşımasına şahit olması ve bunu fotoğraflaması ise dördüncü senenin sonunda mümkün olur... Buradan çıkaracağın bir kaç ders varsa... -Bir iş yapıyorsanız her zaman hazırlıklı olun -Bir işi başarmak için çalışırsanız, başarırsınız... -Sabır ve çabanın sonucunu mutlaka alırsınız... -Doğa fotoğrafçılığı zor bir meslektir. -Her canlı için yavrusu önemlidir. -Sabır acıdır, ama tatlı meyvesi vardır Herkese ulaşması için paylaşın...

Savaşın Barış Kuşları

Savaşın bitmesi ile Amerika'da çok büyük sevinç yaşandı. 2 eylülde Japonların yenilmesine rağmen savaşta Amerika da çok itki vermişti. Sağ kalan ve geri dönen askerler Times Meydanında çok büyük sevinçle karşılandılar. 2 eylül V-J Day(Victory over the Japan) bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Kutlamalar sırasında çok ilginç bir olay olur. Bir genç tanımadığı bir hemşireyi öpmeye başlar. Yanındakiler de buna bakarak gülmeye başlarlar. Bu zamanda bayramı kutlamaya gelen fotoğrafçı Alfred Eisenstaedt bu anı ölümsüzleştirir. Bu fotoraf V-J Day in Times Square" ("Galibiyet günü Times meydanında) ve "The Kiss" (Öpüş) fotosunun adlarıdır. Ve Japonlar üzerinde galibiyetin simgesine dönüşmüştür. Daha sonraları bir çok gazete ve dergide yayınlanan bu fotoğrafa " Savaşın Barış Kuşları " adını vermişlerdir. Yıllar sonra bir radyoda yapılan yayından sonra bu iki genç(denizci ve hemşire) bulunur. Bunlardan biri New-York hastanesinde hemşire olarak

Benim Karakterim Böyle...

Bir gün akrep nehrin karşısına geçmek ister. Kendisi geçemeyeceği için kurbağadan onu karşı tarafa sırtında taşımasını ister. Kurbağa der: - Sen akrepsin. Sana güvenemem. Beni sokmayacağını bilemem Akrep ise: - Ben ahmak değilim, seni sokarsam ikimizin de nehrin ortasında ölürüz ve ben de karşıya geçemem Kurbağa akrebin bu söylediğini mantıklı bulur ve akrebi karşı tarafa geçirmeye razı olur Kurbağa akrebi sırtına alır ve tam çayın ortalarına gelmişken kurbağa sırtında bir acı hisseder. Acı içinde akrebe döner ve der. - Sen ne yaptın. Ben ölüyorum ve sen de suda boğulacaksın... Akrep ise şöyle cevap verir: - Elimde değil, benim karakterim böyle... Anlatılan hikaye 1992 yılında Neil Jordan yönetmenliğinde yapılmış "The Crying Game" filminden bir kareydi. Bu hikayeden herkesin kendine göre ders çıkarmasının çok daha anlamlı olacağını düşünüyorum. Filmde İrlandalı askerlerin İngiliz askerlerini esir alması ve bunun üzerine gerçekleşen olaylar anlatılmaktadır. F

Üç Sarhoştan Mozart Dinletisi

Oxford'da her şey benim için harikaydı. Bir gece kütüphaneden ayrıldım. Üç sarhoş öğrencinin birbirine sarılmakta olduğunu ve Mozart'ın Requiem'inden Confutatis'i yüksek sesle söylediklerini duydum. Başımı kaldırıp kendime, "Dünyanın başka neresinde üç sarhoş Mozart söyler ki?" Bu olsa olsa ya Oxford'da olur, ya Cambridge'de olur, ya Heidelberg'de olur, ya Göttingen'de olur, ya da Sorbonne'un civarında bir yerde olur. O akşam çok mutlu bir şekilde eve döndüm ... Eşimle bu olay hakkında konuştum. Çünkü bu benim için inanılmaz bir şeydi ... Cəlal Şengör'ün Anılarından... Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk olan Celal Şengör , 8 kitap, 175 bilimsel makale, 137 tebliğ özeti ve 300’e yakın deneme yazısı yayınlamıştır.

Şanslı VE YA Şanssız Olmak Sizin Elinizde

2008'de ünlü Amerikalı psikolog Richard Wiseman küçük bir deney yapmaya başlar. Popüler gazete ve dergilerde büyük bir ilan yayınlatır. Bu ilanda araştırma için "her işte şanslı olan" ve "tüm işleri başarısız" olan iki kategoride insanlar aradığını bildirir. Bu ilanı takip eden birkaç yılda Richard 400'den fazla deney gerçekleştirir. Deneye, 18 yaşındaki öğrenciden, 84 yaşa kadar çeşitli kişiler katılır. Bu deneyden sonra başarılı ve şanssız insanlara bir örnek olarak, Richard Wiseman iki adamın yaşamlarını anlattı. İlk olarak, başarılı bir tıp uzmanı 42 yaşındaki Cesics'ti. Cesics istediği işte çalışıyordu, kocası onu seviyordu, iki güzel çocuğu vardı ve hayatında neredeyse hiç sorun yaşamıyordu. Tam tersi, 34 yaşındaki Caroline, tamamen farklıydı. Bir haftanın içinde yol ile giderken ayağı takılmış ve ayağını burkmuştu, aynı zamanda düşerken belini incitmiş ve birkaç gün önce ehliyet sınavında arabayı ağaca çarpmıştı. Anlattığına

Hans Adası VE "Viski Savaşı"

1.3 kilometrekare olanı olan Hans Adası, Kennedy boğazının ortasında, Greenland ve Kanada arasında yer almaktadır. 18-19. yüzyıllarda yaşamış Danimarkalı gezgin Hans Hendrich Rode'nin onuruna ada "Hans Adası" olarak adlandırılmıştır. Kanada ve Danimarka bir asırdır adaya sahip olmak için tartışma içindedir. 1984'te ise bu tartışma "Viski Savaşı" na dönüşür. O yıl Danimarka bakanı, adaya ziyarete gider ve adayı terk ederken viski şişesinin üzerine "Danimarka Bölgesine Hoş Geldiniz" notunu yazar. Bu olaydan sonra adaya gelen Kanadalılar ise bu geleneği devam ettirirler ve Kanada'dan getirdikleri viski şişelerine "Kanada Bölgesine Hoş Geldiniz" notu ekleyerek adaya bırakırlar. Bu olaydan sonra viski savaşı bir gelenek haline gelir ve halen devam etmektedir. Adayı ziyaret eden Kanadalılar, Danimarkalıların bıraktıkları viskiyi içer, yerine Kanada viskisi koyarlar. Danimarkalılar da aynı şeyi yaparlar. Hans

Tarihe Geçmiş En İnsaflı Hırsızlar

Saksonyada(Almanya'nın doğusunda yer alan eyaletidir.) evlerden birine silahlı hırsızlar girer. Evin bakıcısına silah doğrulttuğu zaman, evdeki çocuklar kumbaralarındaki paraları getirerek hırsıza uzatırlar ve bakıcıyı vurmamalarını isterler. Bu olaydan etkilenen hırsızlar evden bir şey almadan çıkıp giderler... Üniversitelerin birinde profesörün dizüstü bilgisayarını çalmış hırsız, bilgisayar içindeki tüm dosyaları bir flaş belleğe aktardıktan sonra, bunu profesöre göndermiştir. Önemli olan nokta ise, bu bilgisayarda profesörün 10 senelik araştırmaları vardı.. Jamie Mc`Leratın isimli bir kişinin kamerası arabasından çalınır. Hırsız kamera sahibi ölüm döşeğindeki bir hasta olduğunu öğrendikten sonra kamerayı geri vermiştir. Kanser olan Jamie kamerada çocuklarının resim ve videolarını bulundurmaktadır. Hırsız bu olayı, radyoda Jamie'nin anlatması ile öğrenmiştir. Bir çift hafta sonu balık tutmaya göle giderler. Çift hava soğuk olduğu için uyumakta olan bebeklerini arabad

Şahsiyetli ve Eşya Olan Kadınlar

Fransız yazar Andre Morua "Yabancı Kadınlara Mektublar" adlı kitapta kadınlarla ilgili aşağıdaki iki önemli ayrımı ortaya koymuştur. 1. Kadınlar o zaman şahsiyettir ki: -Sevdiği erkekten kendi bağımsızlığını koruyabiliyor, -Bakışlarında ve planlarını kurmakta tam özgür, -Vücudunun efendisi ve kendi düşüncelerine sahipdir... 2. Kadınlar o zaman bir eşyadır ki: -Kendisiyle eşya gibi davranılmasına izin veriyor... en pahalı ve değerli eşya olsa bile... -Kendi iradesinden yoksun.. -Kendi sahibinin istek ve arzularını itaat eder gibi yerine getiriyorsa... ve sadece açlık döneminde yenilen yemeği andırıyorsa... Tüm bu yazılanlara rağmen kadınlar başımızın tacıdır.  Kendi eşlerini yüceltenler aslında kendilerini yüceltirler.

RabbitMQ Kullanıcı Tipleri(User Tags Or Type)

RabbitMQ dünyasında kullanıcı tipleri dediğimizde kullanıcı etiketleri anlaşılır. Bu etiketler tag'lar olarak isimlendirilir. Kullanıcılar sahip oldukları etiketlere göre yetki sahibidirler. Makalemizde de kullanıcı tiplerinin anlamı aslında kullanıcı etiketleridir. Not: RabbitMQ kullanıcı ve etiket atamalarının yapılabilmesi için managment eklentisinin kurulması gerekiyor. RabbitMQ'de tanımlı 4 kullanıcı tipi vardır. Bunlar " management ", " policymaker ", " monitoring " ve " administrator " etiketleridir. Makalenin devamında bu kullanıcı tiplerinin yetkileri ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu makaleye devam etmeden önce bir kaç önemli kavramın da anlaşılması gerekir. Bu yüzden aşağıdaki konulara aşina olduktan sonra bu makaleye devam etmeniz makaleden alacağınız verimi daha da artıracaktır. 1. AMQP Nedir? 2. RabbitMQ Managment Plugin 3. RabbitMQ Virtual Host Kavramı RabbitMQ de bir kullanıcı tanımlanmış ama kullanıcı t

RabbitMQ Varsayılan Kullanıcı Adı ve Şifresi( Default Username And Password)

RabbitMQ kurulduktan sonra ve managment plugin aktif edildikten sonra varsayılan kullanıcı adı ve şifresini kullanarak RabbiqMQ web uygulama arayüzüne erişebilirsiniz. Bunun için varsayılan kullanıcı adı ve şifresi "guest" dir. Yani RabbitMQ için varsayılan username: guest password:guest kullanarak giriş yapabilirsiniz. Bu noktada bir kaç konudan da bahsetmem gerekiyor. guest kullanıcısı ile sadece RabbitMQ server uygulamasının kurulu olduğu bilgisayardan erişim sağlayabilirsiniz. guest kullanıcısı dışarıdan erişime kapalıdır . Dışarıdan erişim için mutlaka bir kullanıcı tanımlanmalı ve buna uygun yetkiler verilmelidir. Daha önce başıma gelen bir konu olduğu için bir konu üzerinde de durmak istiyorum. Bu da şifrenizi unutma ihtimaline karşı guest kullanıcısını her zaman aktif bırakın. Zaten bu kullanıcı dışarıya kapalı olduğu ve sadece sunucu üzerinden erişilebileceği için her hangi bir güvenlik riski de oluşturmaz. Unutma ihtimalinize karşı console ekranını