Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İlginç Bilgiler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tıp Bayramı'nın Hikayesi

Her Yıl 14 Mart'ta Kutlanan Tıp Bayramı'nın Ortaya Çıkış Hikayesi... Aynı zamanda Tıbbiye-i Şahane Mektebi'nin de kuruluş yıl dönümü olan 14 Mart'ın hikayesi.... Sadece Türkiye'de, Türk doktorlar ve sağlık çalışanları tarafından kutlanan, Türkiye'den başka yerde olmayan bayramdır. 14 Mart Tıp Bayramı. esasen, milli bir bayramdır. Tıbbiye-i Şahane Mektebi'nin de kuruluş yıl dönümüdür 14 Mart. ama 14 Mart'ın "Tıp Bayramı" olarak kutlanışının sebebi başkadır. 1919'un Mart ayında, İstanbul'da, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, İngiliz birlikleri tarafından işgal edildiğinde, işgalcilere karşı ayaklanmak ve okulu kurtarmak için çareler arayan tıp öğrencileri; okulun kuruluş yıl dönümü olan 14 Mart'ı topluca kutlamaya karar verirler. Tıbbiye 3. sınıf talebesi olan Hikmet (Boran) bey önderliğinde büyük bir gösteri yaparak okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk bayrağı asarlar, işgal kuvvetleri bu duruma müdahale etseler de durduramamışlar ve bu

Tarçın Elması (Soursop)

Tarçın elması, tadı ekşi, lifli, krem peynir kıvamında yumuşak ve metabolizma hızlandırıcı tropik bir meyvedir. Ben yedikten 10-15 dakika sonra sindirim sistemimde garıl-gurul bir hareketlenme oldu. Şöyle bir acıkır gibi oldum. Bu metabolizma hızlandırıcı özelliği sebebiyle özellikle kanser hastalarına, kemoterapi görenlere ve buna benzer birçok hastaya tavsiye edildiğine şahit oluyorum. Bu kısmını doktorlar daha iyi bilir. Konuya hakim değilim. Biz bildiklerimizi yazalım. Meyve gayet iri. Getirdiklerimin her biri yaklaşık 750gr civarı. İnternette daha büyüklerini gördüm. Tahminimce 1,5-2kg olanları da var. Tarçın Elması "annona" ailesinden. Cherimoya (şeker elması) ve atemoya da bu aileye mensup. O yüzden fiziki görüntüleri çok benziyor ama aynı değiller. Bu ikisinin tadını henüz bilmiyorum. Onların da vakti gelecektir. Gel gelelim çekirdeklerine. Meyveden çıkarıldıktan sonra en fazla 1-1.5 ay kadar canlı kalabiliyorlar. Daha sonra çimlenme özelliklerini kayb

İsrail'in ABD'den Sonra Elçilik Açtığı Ülke Türkiye'dir

İsrail bağımsızlığını ilan edince ABD'den sonra elçilik açtığı ilk ülkelerden biri de Türkiye'dir. Rivayet olunur ki İsrail büyükelçisi Ankara'da göreve başlayınca ilk ziyaretlerinden Birini de dönemin Diyanet İşleri Başkanı Merhum Ahmet Hamdi Akseki (1947-51) hocaya yapar. Merhum Akseki randevu talebine bir anlam verememesine rağmen kabul eder. İsrail elçisi ziyaretinin ana sebebini şöyle izah eder: Sizin peygamberiniz bir hadisinde: “Müslümanlarla yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o yahudilerin ağaçlarındandır.” (Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82) Ve ardından şöyle devam eder: bakın biz devlet kurduk, buna ne dersiniz?. Merhum Akseki: ben de bu hadisi biliyorum, peygamberimiz (sav) söylemişse mutlaka gerçelleşeceğine de ima

Acele Ederken Kaçırdıklarınızın Farkında mısınız?

Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca 6 Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider... Kemancı çalmaya başladıktan ancak 3 dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder. Kemancı ilk 1 dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider. Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder. En fazla dikkatle duran ise 3 yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu

Aklın Bedeli Kas Gücünden Fazladır

Genel görüş olarak insanların ne iş yaparlarsa yapsınlar aynı maaşları alması fikri bana çok saçma gelmiştir. Bu fikrin de insanları okumaktan, kendini geliştirmekten ve gelecek beklentilerini yok edeceği kanaatindeyim. Örnek bir mühendisle bir işçi aynı parayı alacaksa mühendis neden okumuş, neden senelerini bunun için harcasın ki. İşte bu yüzden komunizmin çoğu felsefesi bana ters geliyor. Ağzı iyi laf yapan bir kaç düşünürün 18 - 19 yüz yıllarındaki uydurmasıyla insanların soldur, komizmdir gibi saçma düşünceleri benimsemesi de kendini geliştirmemesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Örnek verecek olursam da daha önce okuduğum bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. Anlatacağım olay sanayi devriminin ilk yıllarında buhar makinelerinin ilk çıkış zamanına kadar dayanıyor. Yani zekanın  ve aklın iş gücünden daha önemli olmaya başladığı yıllara Fabrikada imalat hattındaki çok önemli olan ana makinelerden biri arızalanınca fabrikadaki tüm üretim de durur. Mevcut teknisyenler makiney

KOCA KARI || “KOCA KARIA” İLACI

Binlerce yıldır dilden dile gelen sözcük veya tabirlerin zamanla kulaktan kulağa değişime uğraması sık rastladığımız bir durumdur. İşte böyle azizliğe uğramış olan bir tabir de “Koca karı ilaçları” deyimidir. Bu tabirin aslı “Koca Karia ilaçları”dır. Büyük Menderes Nehri ile Dalaman Çayı arasında yaşamış karia(Karya)uygarlığının geçmişi M.Ö. 3400’lere dayanır. Karia kralının kızıydır. Bir gün Karia'nın sarayının bahçesinde çığlık duyulur. Bir haykırış. Yörenin en zehirli yılanı kralın kızı Karia'yı sokmuştu. 1,5 metre boyunda, kurşuni renkli engerek. Genç kız acı içinde yere yığıldı. Yüzü morarmış, ateşi yükselmiş, narin bedeni titriyordu. Kan ter içindeydi. Hemen hekimlere gösterildi. Hekimler sonucu krala tek cümleyle özetlediler. "Maalesef." Karia prensesi ölecekti. Kral kahroldu. Biricik kızı ölürken, onun elinden bir şey gelmiyordu. Prenses ateşler içinde geçirdi geceyi. Yüzü gözü şişmişti. Kral da çaresizliğin acılarıyla sabahladı. Hek

Güne Enerjik Başlamak İçin 7 Muhteşem Öneri

Günün nasıl başladığı aslında o günün nasıl geçeceği ile ilgili ipucudur. Hayatınızda bir çok alışkanlığı kendi fizyolojik yapınıza uygun hale getirdiğinizde bunun pozitif sonuçlarını kendi hayatınızda da görmeye başlayacaksınız. Sabah uyandığınızda kendinizi yorgun hissediyorsanız, başınızı yastıktan ayıramıyorsanız bu 7 öneriye dikkatle okumanızı tavsiye ederim. Bu önerileri hayatınızda uygularsanız, halsizlik, yorgunluk, geç uyanma derdinden zamanla kurtulmuş olacaksınız.  Önemli not: Makalede yer verilen konuların hepsine bir anda başlayarak kendinizi zorlamanıza da gerek yok. Zira vücudumuzu alışmadığı bir disipline zorlamak da doğru bir yaklaşım değil. Bunun yerine burada yazılan 7 maddeyi mümkünse 7 haftaya, hatta hayatınızın daha yaşanacak çok seneleri olduğunu düşünüp yedi aya da yayabilirsiniz. Her hafta yada her ay birini düzenli uygulamaya başlarsanız başarının da geldiğini göreceksiniz. Her zaman hatırlamanız gereken önemli bir kural var. 21 gün ard-arda yaptığın